Pazarlama, Satış ve Podcast’in Yarattığı Büyük Fırsat

Şirketlerde pazarlama ve satış yarışındaki ekiplerin büyük bir dijital pazarlama kaosunun içine saplandığı açık.

Google reklamları, sosyal medya reklamları, banner reklamlar, e-posta pazarlama ve daha bir sürü dijital pazarama ve satış kampanyaları…

Biri bitiyor, ötekisi başlıyor…

Başka seçenekleri mi var, diyebilirsiniz…

Haklısınız!

Pazarlama ve satış için bugün artık gidecek başka bir reklam ve tanıtım kanalı kalmamış gibi gözüküyor.

Tamam, büyük bir stres altındasınız ve bir an önce pazarlamak ve satmak istiyorsunuz, ama ya müşterinizin beklenti ve istekleri değişmeye başladıysa!

Müşteriler, “pazarlama” bombardımanlarıyla mental olarak yorulduysa ve beklentileri değiştiyse; biraz soluklanıp hiç düşündünüz mü bunu?

Ne demek istiyorum?

Ayakkabı satın almak isteyen birisine, aradığı en doğru ayakkabıyı göstermek ve sunmak için dijital reklamların dehlizine dalmış olabilirsiniz.

Peki, yeni bir soru daha, en iyi ayakkabıyı yalnızca fiyat ajantajıyla mı satabilirsiniz?

Bir yere kadar, sonrası yanıtı aranan ve doldurulması gereken büyük bir boşluk içeriyor.

Zorlama, kaotik pazarlama günleri geride kalıyor; müşteriler, tüketiciler hikâyeler ve bağlantılar istiyor ve podcast’ler de bunu sağlıyor.

Podcast’ler, “müşterilerinize markaların arkasındaki insanların onları desteklediğini ve sadece onlara satış yapmaya çalışmadığını göstermenin harika bir yolunu” sunuyor.

Eğer podcast’lere salt “yeni bir reklam mecrası, pazarlama ve satış için yeni bir fırsat kapısı” olarak bakarsanız, podcast’in sizin ve markanız için vaat ettiği o büyük potansiyeli görmezden geliyor ve heba ediyorsunuz demektir.

Ne kadar farkındasınız bilmiyorum, “güven ve itibar duygusu” tüketiciler (insanlar) için her zamankinden daha değerli hale geliyor.

Anlık paylaşımlar, kısa videolar, dijital reklamların mecali bu güven ve itibarı oluşturmada yetersiz kalıyor.

Ne yazık ki podcast’lerin etkisini ve gücünü hâlâ birçok kurum ve marka keşfedebilmiş değil; pazarlama ve satış telaşı ve kaosunda henüz bu farkındalığı edinebilmiş değiller maalesef…

Bu, aslında bir yönüyle de vizyoner ve cesaretli markalar için de büyük bir fırsat alanı oluşturuyor…