Podcast İle Kariyerinizi Daha Üniversitedeyken İnşa Edebilirsiniz

Podcast yayınlamanın potansiyel yararlarını bir süredir dilim döndüğünce anlatmaya çalışıyorum. “Podcast” ve daha geniş anlamda “sesin” çok fazla bireysel ve kurumsal yararı var.

Podcast’in geleneksel medyadan devşirilen, “radyonun devamı, dijital versiyonu” şeklinde güçlü bir algısı var. Aslında çıplak gözle baktığınızda çok da yanlış bir algı değil.

Ama podcast bu sınıra hapsedilecek bir araç değil.

Her şeyden önce, podcast, yalnızca bir içerik oluşturup, hemen bundan reklam benzeri gelir elde edilecek bir mecra değil.

Biliyorum, bunu yapan ve başaran var; daha da olacaktır da… Bu gruptakilere kocaman bir alkış!

Ne var ki, podcast’in sunduğu fırsat yelpazesi çok daha geniş…

Bana göre podcast, henüz hak ettiği keşfi yaşayamamış benzersiz bir “bağ kurma” aracı; kimi hedefliyorsanız onlarla “buluşma, bilgi ve duygu transfer etme, dertleşme, sinerji oluşturma” aracı…

Bunu herkes yapabilir, eğer tutarlı “hedef ve amaçlar” oluşturulabilmişse; “sesle” bu tasarım gerçekleştirebilir.

O zaman sesi bir tasarım aracı olarak görmeniz gerekir; tıpkı “yazı”, “video” gibi… Yazıyı ister bir blog için, isterseniz bilimsel bir makale için kullanın; videoyla ister bir belgesel, isterseniz bir film yapın…

Sesi de benzer şekilde kullanabilirsiniz; tek eksiğiniz sizin bunu kavramanız, tahayyül etmeniz, planlamanız ve bir an önce işe koyulmanız…

Geçen haftaki yazımızı tamamlarken vaat etmiştim, evet, bir üniversite öğrencisi ya da taze bir mezun olarak podcast’i kariyerinizin inşasında muhteşem bir fırsat olarak kullanabilirsiniz. Bir de buna daha üniversitenin ilk yıllarından başlarsanız, en güzel yıllarınızı dolu dolu geçirerek sonra ahlanıp vahlanmazsınız!

Hadi, kısaca gelin birlikte bakalım, bir podcast size ne kazandırır!

İlgi alanınıza göre (bu bölümünüz ya da onu içeren bir alan/tema da olabilir) bir podcast planladığınızda, çoktan podcast içerikleriniz için araştırma ve hazırlık yapmaya başladınız demektir.

Dakika bir, gol bir… Öğrenmeyi, öğrenmeye başladınız bile…

Lütfen, derslerin yoğunluğundan, zaman yokluğundan yakınmayın, yalnızca ne kadar çok gereksiz şeylere zaman harcadığınızı keşfedin ve onların bir kısmını podcast zamanınıza dahil edin! Söz, pişman olmayacaksınız!

Her podcast bölümüne hazırlanırken, araştırma yaparsınız, bilgi derlersiniz; üniversitenin sundukları dışındaki bilgileri de keşfedersiniz. İçerik üretirken yaratıcı düşenme yeteneklerinizi geliştirir, sorun çözme kapasitenizi artırırsınız.

Podcast’inizde konuklar ağırlayabilir, bu sayede hayal bile edemeyeceğiniz bağlantılar kurabilirsiniz. Endüstri profesyonelleri, akademisyenler veya alanınızdaki uzmanlarla tanışabilir, onlarla ilişki kurabilirsiniz. Bunların size daha üniversite yıllarındayken, bilgi, deneyim, staj, iş, yol, su, elektrik olarak döneceğine emin olabilirsiniz. 🙂

Bitti mi?

Elbetteki hayır!

Bir podcast yayınlamak aynı zamanda iletişim becerilerinizi, kendinizi ifade etme kapasitenizi geliştirir. Bunlara hayatınızın sonraki yıllarında ne kadar ihtiyaç duyacaksınız, bir bilseniz; hele yapay zeka çağında!

Başka?

Düşünün şimdi, bu kadar çabanın ardında “kişisel bir marka” oluşturacaksınız; isminizi taşıyan, size ait (yalnızca fiziksel olarak değil, alın teri akıttığınız, bilgi, deneyim elde ettiğiniz) bir podcast üniversite biter bitmez sizinle birlikte olmaya devam edecek.

Ahh, podcast yapmamış olanlara ne kadar üzülüyorum şimdi, bir bilseniz!

Hâsılı, podcast, üniversite eğitiminizin yanında “gönüllü olarak” kayıt yaptırdığınız ikinci bir okul olacak. Çift anadal yapmış gibi düşünün! 😉

Çok mu iddialı oldu; hadi yapın, başlayın, deneyin ve sonra benim yanıldığımı, yanlış düşündüğümü bana ispat edin! 😉

Eğer haklı çıkarsam, bir podcast bölümünüzde kulaklarımı çınlatmayı unutmayın! 🙂

Yalnızca üniversite öğrencileri mi? Ahh, ah!

“Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla!” 🙂