Son haftalarda yapay zeka ve ses odaklı paylaşım ve yorumlara fazlasıyla yer verdiğimin farkındayım…
Geleneği bozmayalım…
Keza, bu hafta da söyleyeceklerim var; ne yapayım, el mecbur anlatmalıyım, olan bitenden sizi de haberdar etmeliyim…
“Daha A’yı ve B’yi halletmedik ki, sen C’den, D’den söz ediyorsun” demeyin, her şey çok hızlı “cereyan” ediyor, A’yı yapmaya çalışıp, B’yi hayal etmeye çalışırken birden kendinizi C ya da D’yi yaparken, daha doğrusu yapmak zorunda kalırken bulabilirsiniz.
Mikrofon başına oturup, bir podcast kaydetmenin ne demek olduğunu, nasıl podcast kaydedeceğinizi anlamaya, çözmeye çalışırken ve sonra “markalı podcat’i”, “kurum içi podcast’leri” kavrama uğraşı verirken, maraton koşmak yerine yüksek atlama ya da sırıkla atlamaya geçiş yapıp birden kendinizi “metin temelli podcast” üretirken, Türkçe kaydettiğiniz ya da oluşturduğunuz ses içeriklerini istediğiniz hedef dillerde dinleyicilere sunarken bulabilirsiniz.
Mümkün mü? Mümkün!
Hayal mi? Artık değil…
Ama mümkün olmayan, hayal olan bir “halimiz” var…
Bu “hal” yalnız bizim memlekete, bu topraklara özel değil; yeni olan, icatın hızıyla insanların “algısına, farkındalığına, uygulamaya” eşdeğer nüfuz edemiyor. Kültürel alışkanlıklar, kurumsal yapılardaki yerleşik uygulamalar ve onları temsil edenlerin köklerine sıkıca bağlı kalmaları, değişimin ivmesini yavaşlatıyor.
Teknolojinin değişim hızına, insanların, kurumların “kültürel, zihinsel” değişim hızı arasında büyük fark oluşuyor.
Belki de olması gereken bu, insanın doğası, zekası, uyum yeteneği ve kapasitesi, yapay zekayla taçlanan bu değişim hızını idrak etmeye, hazmetmeye yetmiyor.
Bu bir kusur mudur, kusur varsa kimindir, ben bilemem…
“Bildiğin ne” derseniz, değişim ve yenilik kendi “doğasını ve gerçekliğini” eninde sonunda icra edecek imkana kavuşuyor; ona öncülük eden, onu taşıyan, onun kurallarını koyanların elleriyle…
Hangi taraftasınız?
Bu teknoloji ringinde sürekli aparkat yiyor, durmadan direkt yumruklara mı maruz kalıyorsunuz bilemiyorum; hal böyleyse abondone olmanıza, havlu atmanıza sayılı günler kalmış olabilir…
Ringte ayak oyunlarıyla sağa sola yalpalamanız size az bir süre kazandırabilir, ama bilin ki enerjiniz bitecek…
Sonra mı?
Yahu, daha ne söyleyeyim…
Geçmiş olsun!